Kelime Listesi

Cevapla
Kullanıcı avatarı
AzS
Genel yetkili
Genel yetkili
Mesajlar: 3523
Kayıt: 02 Ağu 2019 08:10

Kelime Listesi

Mesaj gönderen AzS »

1 a tourist attraction turistlerin cazibe odagı
2 abroad yurt dışı, ortalıkta meydanda
3 accept kabul etmek
4 accident kaza
5 account bir olayın yazılı veya sözlü anlatımı, hesap
6 account (to sb) for sth -in hesabını vermek, -i izah etmek
7 account for sth bir şeyin tamamını oluşturmak
8 advance ilerlemek, gelişmek, avans ödemek
9 annoy rahatsız etmek
10 apologize to sb özür dilemek
11 applicant müracaat eden, aday
12 arise ortaya çıkmak, yataktan kalkmak
13 arrive at/in varmak, ulaşmak
14 attend gitmek/katılmak, devam etmek
15 authority yetki, bir konuda uzman/otorite
16 embarrass utandırmak
17 bonus payment ikramiye ödemesi
18 bother zahmet etmek, sıkıntı vermek/rahatsız etmek
19 candidate aday, namzet
20 cheat kopya çekmek, (on sb / sb out of sth) aldatmak
21 come to a decision karara varmak
22 come to power iktidara gelmek
23 comedy duo komedi ikilisi
24 committee komisyon, heyet, komite
25 consider göz önünde bulundurmak/düşünmek
26 considerable kayda deger, dikkate şayan
27 construction yapılış, inşa, bina
28 correspondence uyuşma, benzerlik, mektuplaşma
29 council konsey, yönetim kurulu
30 count - e güvenmek, – i hesaba katmak
31 crime suç
32 cure tedavi, tedavi etme, ilaç, tütsülemek
33 debate tartışma, müzakere, düşünüp taşınmak
34 debtor borçlu
35 decide karar vermek
36 delay gecikmek, geciktirmek.
37 deserve layık olmak, hak etmek
38 discover keşfetmek
39 discuss tartışmak
40 dismiss işten atmak, aklından çıkartmak,
41 drop düşürmek, damla, bırakmak
42 duty görev, vergi, harç

43 exchange rate kur
44 exhausted yorgunluktan bitmek
45 expect ummak, beklemek
46 experience tecrübe, bizzat yaşamak
47 expert uzman
48 extremely son derece
49 famine kıtlık
50 forgive affetmek
51 fortunately Allahtan
52 give up hope ümidini yitirmek.
53 graduate mezun, mezun olmak
54 ignore göz ardı etmek, küçümsemek
55 impression izlenim
56 improve geliştirmek
57 increase artmak
58 inescapable kaçınılmaz
59 insult hakaret etmek, hakaret
60 interview mülakat, mülakat yapmak
61 lie / lay / lain yatmak, var olmak, bir yerde, pozisyonda veya yönde bulunmak.
62 lie/lied/lied yalan söylemek
63 lock kilit, kilitlemek
64 lonely yalnız, kimsesiz, ıssız
65 laugh gülmek
66 motion hareket, el ile işaret etmek
67 move yer degiştirmek, taşınmak, taşımak, hareket etmek
68 notice fark etmek, duyuru, uyarı, dikkat etmek
69 numerous sayısız
70 on the contrary tersine, aksine
71 passenger yolcu
72 portray resmini yapmak, betimlemek
73 power cut güç kesilmesi
74 prepare hazırlanmak, hazırlamak
75 previous önceki
76 production üretim, eser, ürün , prodüksiyon
77 progress gelişme, ilerleme
78 proposal öneri, evlenme teklifi
79 qualification bir egitimin bitirildigine dair resmi belge, nitelik
80 raise yükseltmek, para toplamak, ekin hayvan yetiştirmek, çocuk büyütmek
81 rate bir olayın oluş hızı veya oranı, deger biçmek, oran
82 recently son zamanlarda
83 recognize tanımak, onaylamak, tanımak
84 recreate yeniden canlandırmak, yenilemek
85 relatively (+adj) digerlerine oranla

86 remain baki kalmak
87 remind hatırlatmak
88 resort dinlenme yeri, başvurmak
89 responsible sorumlu, güvenilir.
90 rise yükselmek, ayaga kalkmak, yataktan kalkmak
91 run into rastlamak, çarpmak (araba)
92 sale satış, indirimli satış, açık artırma
93 scientist bilim adamı
94 search party arama ekibi
95 settle yerleşmek , sıvı içindeki maddelerin çökelmesi
96 shelter sıgınak , barındırmak saklamak
97 smoothly problem çıkartmadan, yumuşakça
98 somebody’s sake birinin hatırına
99 start dating flörte başlamak
100 steeply dik , aşırı , demlemek
101 suffer from bir şeyden muzdarip olmak
102 take charge of doing sth bir işi üstlenmek
103 take part in bir şeye iştirak etmek
104 take place in olmak, bir yerde meydana gelmek
105 the party in power iktidar partisi
106 unfortunately ne yazık ki
107 unlock kilidi açmak , ortaya çıkarmak
108 valid meşru, geçerli, mantıklı, saglam
109 valid evidence geçerli delil
110 view manzara, görüş, kanı
111 point of view bakış açısı
112 visit ziyaret etmek
113 wedding dügün
114 wonder hayret, şaşkınlık , harika

115 abduct birini kaçırmak
116 absent-minded unutkan
117 accelerate hızlanmak, hızlandırmak
118 accommodation konaklama, kalacak yer
119 achieve başarmak, elde etmek
120 admit itiraf etmek
121 aggravate kötüleştirmek, zorlaştırmak
122 ambition tutku
123 amuse eglendirmek, güldürmek.
124 ankle ayak bilegi.
125 argument tartışma
126 ask after bir şeyi araştırmak, bilgi almak

127 attitude tavır, tutum, davranış.
128 avoid sakınmak, kaçınmak.
129 bass levrek balıgı, bas müzik aleti.
130 bean fasulye
131 beat dövmek, yenmek, kalp atmak
132 become insolvent borcunu ödeyemez duruma düşmek
133 beg dilenmek, dilemek
134 blame suçu üstüne atmak, suç, kabahat.
135 brake fren, fren yapmak
136 break kırmak,
137 bright parlak, zeki.
138 bring down ucuzlatmak, yaralamak, öldürmek
139 broadcast radyo ve televizyonda yayımlamak
140 cabinet camlı dolap, kabine, bakanlar kurulu
141 cause neden, sebep, dava, ülkü
142 chew çignemek
143 classmate sınıf arkadaşı
144 collapse yıkılmak, çökmek
145 collect toplamak
146 commit yapmak, üstlenmek,
147 compliment iltifat etmek, kompliman yapmak
148 conceal gizlemek, saklamak
149 concentrate on sth bir şeye konsantre olmak
150 consequence sonuç, önem
151 constantly sürekli
152 contradict yalanlamak, ters düşmek,
153 cost maliyet, masraf, bedel
154 culprit suçlu, sanık
155 cup fincan
156 day off izinli olunan gün
157 deal with sth ile ilgilenmek
158 debate tartışmak, düşünüp taşınmak
159 deforest ormanı yok etmek
160 demand istek, talep, istemek
161 depend on e baglı olmak, e bagımlı olmak
162 deteriorate kötüleşmek, kötüye gitmek
163 documentary belgesel, dokümanter.
164 doubt kuşku duymak
165 drawer çekmece
166 drift rüzgar veya akıntı etkisiyle sürüklemek, sürüklenmek, sapma, egilim, yönelme
167 due to den dolayı, nedeniyle,
168 dye boya, boyamak

169 embarrass utandırmak, mahcup etmek
170 embrace kucaklamak, kapsamak
171 entertain eglendirmek
172 errand iş için gönderme, ayak işi
173 escape kaçmak
174 essential zaruri
175 establish kurmak
176 eventually nihayet, sonunda
177 fact gerçek
178 fade solmak
179 fasten baglamak
180 fence parmaklık, çit.
181 finalize sonuçlandırmak
182 fire-brigade itfaiye
183 follow takip etmek
184 forthcoming gelen, yaklaşan
185 frame çerçeve, iskelet, yapı
186 frighten korkutmak
187 gap aralık, boşluk, gedik
188 gather toplamak
189 gaze gözünü dikip bakmak
190 ghost hayalet
191 giggle kıkırdamak
192 go bankrupt iflas etmek
193 grind ögütmek, kıyma makinesinde çekmek, angarya,
194 hand out vermek uzatmak
195 homesickness sıla hasreti
196 horror movie korku filmi
197 hum mırıldanmak
198 inefficient etkisiz, verimsiz
199 injure incitmek, yaralamak
200 introduce tanıştırmak, e sunmak, ileri sürmek
201 investigation tahkikat, araştırma
202 irritate sinirlendirmek
203 item parça, adet, tane
204 jewellery kuyumculuk
205 kettle çaydanlık
206 kidnapper adam kaçıran
207 lack of sth bir şeyin eksik olması
208 lead role baş rol
209 leap sıçramak, atlamak
210 lose temper sinirlenmek
211 major cause ana neden

212 matter madde, sorun
213 memorize ezberlemek
214 migration göç
215 miss ıskalamak, kaçırmak, özlemek
216 mumble mırıldanmak
217 nervous heyecanlı, endişeli, kaygılı
218 nightmare kabus
219 obstinate inatçı
220 order emretmek, sipariş ver
221 otherwise aksi taktirde
222 passionately tutkuyla, hararetle
223 patient sabırlı, hasta
224 patronizing himaye eden, kibirli
225 plot planını çizmek, komplo kurmak, hikayenin konusu
226 prefer tercih etmek
227 press sb birine baskı yapmak
228 prevent engellemek, den alıkoymak
229 promote terfi ettirmek, reklam yaparak tanıtım yapmak
230 promptly derhal
231 proper uygun, münasip
232 proportion oran, orantı, hisse pay
233 proposal öneri, teklif, evlenme teklifi.
234 public opinion kamu oyu, genel kanı
235 quarrel kavga, anlaşmazlık, atışmak
236 question sb sorguya çekmek
237 rapidly hızla, süratle
238 rattle tıkırdamak, takırdamak, çıngırak
239 receive almak, kabul etmek
240 reduce azaltmak, indirmek
241 reflection yansıma, aksetme
242 reply cevap vermek
243 request istemek, rica
244 rescue workers kurtarma işçileri
245 resolve karar vermek
246 revision gözden geçirmek
247 riot kargaşa, ayaklanma, isyan etme
248 rip yırtmak, yırtılmak, yarılmak
249 roar gümbürdemek, kükremek
250 routine alışılmış, rutin
251 rural area kırsal alan
252 rush acele etmek
253 safe emin emniyetli, kasa
254 saucer çay tabagı

255 scarcely güçlükle, neredeyse, ancak
256 scheme plan, proje, entrika çevirmek
257 seat belt emniyet kemeri
258 self-defence nefsi müdafaa
259 set up kurmak
260 shell deniz kabugu , mermi kovanı
261 show off gösteriş yapmak, fiyaka atmak
262 situation durum, şart, yer
263 smell koklamak, kokmak
264 snobbish züppe, küstah
265 soap opera sürekli TV dizisi, melodrama dizisi
266 sociable sosyal
267 spot benek, leke, seçmek, ayırt etmek
268 sprain burkmak, burkulmak
269 subscribe to abone olmak
270 sunbathe güneş banyosu yapmak
271 suspect şüphelenmek, sanık
272 teasing sataşmak, alay etmek
273 tell lie yalan söylemek
274 tense gergin, endişeli, stres içinde
275 tile döşemek, kiremit seramik, çini
276 torrent sel taşkınca akan su
277 torrential sel gibi şiddetli yagan yagmur
278 troop kıta, birlik
279 truth gerçek
280 undeniable inkar edilemez
281 unlike den farklı,
282 victim kurban
283 violent sert, şiddetli, zorlu
284 wage ücret
285 warn uyarmak, ikaz etmek
286 wave at sb el sallama
287 wig peruk, azarlamak, haşlamak
288 worsen kötüleşmek, kötüleştirmek

289 abolitionist iptal etme taraftarı
290 abundance bereket, bolluk
291 accuse suçlamak, itham etmek
292 adolescence ergenlik çagı
293 adopt evlat edinmek, benimsemek
294 alike birbirine benzer, eşit bir şekilde
295 assassinate suikast yapmak

296 auditorium toplantı salonu
297 ban yasaklamak, men etmek
298 blight küf, mantar, soldurmak, mahvetmek
299 blink eyes göz kırpmak
300 briefly kısaca
301 buy in bulk toptan satın almak
302 cave magara
303 chain zincir, zincire vurmak
304 cheerful neşeli, keyifli, şen
305 cleanse temizlemek
306 cockerel yavru horoz
307 commute her gün işle ev arasında gidip gelmek
308 companion arkadaş, eş
309 compete ile rekabet etmek
310 comprehend anlamak
311 confuse kafasını karıştırmak, şaşırmak
312 congregate birleştirmek, bir araya gelmek
313 constantly sürekli daima
314 constitution anayasa, tüzük
315 continental kıtasal
316 court session mahkeme celsesi
317 crow karga
318 debate tartışma
319 deficiency eksiklik, noksanlık
320 develop geliştirmek, gelişmek
321 device aygıt, cihaz
322 diet diyet, rejim, beslenme biçimi
323 diminish azaltmak, azalmak
324 dive suya dalmak, dalmak
325 dustbin çöp tenekesi
326 dye boyamak, boya
327 earthworm yer solucanı
328 effort çaba, efor
329 exact tam, kesin
330 explode patlamak
331 exploration araştırma
332 expose maruz kalmak, sergilemek, teşhir etmek
333 fall behind geri kalmak
334 fetch gidip alıp getirmek
335 fit -e uymak, uydurmak
336 fresh idea yeni fikir
337 get calm sakinleşmek
338 give up vazgeçmek, pes etmek

339 gradually yavaş yavaş, giderek artan bir şekilde
340 harbour liman
341 hiker uzun yürüyüş yapan kimse
342 implode iç patlamak
343 incidental tesadüfi
344 include içermek
345 individual bireysel, tek, yalnız
346 inevitably kaçınılmaz bir şekilde
347 ingredient bileşen, malzeme
348 instead yerine
349 interval aralık, süre
350 involve içermek
351 keep sb awake birini uyanık tutmak
352 keep up with - e yetişmek
353 local yerel, mahalli
354 look for aramak beklemek
355 lose yitirmek, kaybetmek
356 main course ana yemek
357 obvious aşikar apaçık
358 occasion olay, fırsat, vesile
359 occur ortaya çıkmak
360 opportunity olanak, fırsat
361 peach şeftali
362 percent yüzde
363 perform gerçekleştirmek
364 point out göstermek, işaret etmek
365 praise övmek, methetmek
366 prehistoric times tarik öncesi zamanlar
367 process süreç, işlem
368 properly tam anlamıyla
369 put an end to sth bir şeyi sonlandırmak
370 quit bırakmak, vazgeçmek, kesilmek, durmak
371 rapidly hızla, süratle
372 recover iyileşmek, kurtarmak
373 reduce azaltmak, küçültmek
374 referee hakem
375 region yöre, bölge, alan
376 relieve sıkıntısını hafifletmek, gönlünü ferahlatmak
377 resemblance benzerlik
378 reveal açıga çıkarmak
379 reward ödül, mükafat
380 satisfactory tatmin edici, doyurucu
381 scout izci

382 separatist forces ayrılıkçı güçler
383 shine parlamak, ışık saçmak,
384 shrink çekmek
385 sight disorders görme bozuklugu
386 skin deri, derisini yüzmek
387 slip kaymak, dikkat çekmeden gizlice girmek
388 source kaynak
389 speed up hızlanmak
390 spread yaymak, yayılmak
391 stand little chance bir işi yapmakta az şansı olmak
392 starve to death açlıktan ölmek
393 strict sert, katı, kurallara çok baglı
394 strike vurmak, çarpmak
395 struggle çabalamak, mücadele etmek
396 subsistence ekmek parası, geçim kaynagı
397 success başarılı, başarma
398 superstition hurafe, batıl inanç
399 supporter destekçi, taraftar
400 swap degiş tokuş
401 terrific müthiş, korkunç
402 thereat of extinction yok olma tehdidi
403 thin zayıf, ince
404 thrive çok iyi gelişmek, büyümek, işin tıkırında olması
405 tournament turnuva
406 trainee egitilmiş kişi
407 trend yönelmek, egilim göstermek
408 trust güven, güvenmek, itimat etmek
409 unbearable katlanılmaz, çekilmez, dayanılmaz.
410 verdict jüri kararı, hüküm, karar
411 volunteer gönüllü, gönüllü asker
412 waste israf etmek, atık,
413 weep with joy sevinçten aglamak
414 witness tanık, şahit

415 accessible ulaşılabilir, kolay bulunur
416 achieve başarmak
417 afford to buy parasal gücü olmak
418 afterwards daha sonra
419 alteration degiştirme, degişim
420 approach yaklaşmak, yaklaşım tarzı
421 at all hiç
422 at dawn şafakta

423 batter pasta hamuru, yumruklamak, yıpratmak
424 be about to do sth bir şeyi yapmak üzere olmak
425 be on display gösterimde
426 be scared of sth bir şeyden ödü patlamak
427 blow esmek, üflemek
428 brace payanda, destek, desteklemek
429 brag övünmek, böbürlenmek
430 breed cins, tür, üremek
431 bridle yular, dizgin takmak
432 calculus matematik
433 can teneke kutu, konserve
434 carpenter marangoz
435 catastrophe felaket, facia
436 computer bug bilgisayar virüsü
437 contaminate bulaştırmak, kirletmek
438 cover örtmek, kaplamak, (hesap, gider) karşılamak
439 craftsmen usta, zanaatçı
440 crust kabuk, tabaka
441 dealer tüccar, satıcı
442 decline geri çevirmek, azalmak, kötüye gitmek
443 delicate narin, zarif
444 deliver teslim etmek, dagıtmak
445 diameter çap
446 dig sth out kazıp çıkarmak, arayıp bulmak
447 domestic evcil, ev/aile ile ilgili
448 except for olmasaydı, -ın dışında
449 facial expression yüz ifadesi
450 flood su basması, sel
451 fowl kümes hayvanı
452 gallop dörtnala gitmek
453 glue sniffing bali koklamak
454 go off patlamak, kesilmek (elektrik vs) bozulmak
455 guard korumak, nöbet tutmak, nöbetçi
456 harbour liman, sıgınak, barınak
457 heal iyileşmek, iyileştirmek
458 hire kiralamak
459 immensely çok
460 in addition to ilaveten
461 Indian tribes Kızılderili kabileler
462 indispensable vazgeçilmez, kaçınılmaz, zorunlu
463 inform bilgi vermek
464 inhabit de yaşamak, oturmak
465 invade istila etmek

466 knee injury diz yaralanması
467 launderette çamaşırhane
468 lay egg yumurtlamak
469 leek pırasa
470 loan ödünç vermek, borç vermek
471 lose temper tepesi atmak, küplere binmek
472 magnificent muhteşem
473 margins of sınır, kenar, tolerans, kar miktarı
474 mount the horse ata binmek
475 negotiator delege, arabulucu
476 now and again ara sıra, zaman zaman
477 obtain elde etmek, edinmek
478 overcharge fazla fiyat istemek, kazıklamak
479 participant katılımcı
480 pass away ölmek, geçmek
481 peel soymak
482 pharaoh firavun
483 poultry kümes hayvanları
484 poverty yoksulluk, fakirlik
485 pram çocuk arabası
486 prospector altın, petrol gibi şeyleri arayan kişi
487 puppet kukla, başkasının oyuncagı
488 rash ihtiyatsız, aceleci, isilik
489 reasonable akla uygun, makul
490 recover iyileşmek
491 refer söz etmek, ilgili olmak, danışmak
492 regret pişman olmak, pişmanlık
493 rein dizgin
494 rename yeni bir ad vermek
495 resemble benzemek
496 resource kaynak
497 revert eski haline dönmek, yeniden dönmek
498 robber soyguncu
499 rough kaba, engebeli, zor
500 run out of sth bir şeyin bitmesi
501 scalp kafa derisi, kafa derisi yüzmek
502 settler yeni bir yere yerleşen, göçmen
503 shadow gölge, keder, hüzün
504 shrink çekmek, büzülmek
505 snatch kapmak, kavramak, parça, kırıntı
506 starvation açlıktan ölme
507 strap kayış, şerit, atkı, kayışla dövmek
508 strike vurmak, çarpmak, grev

509 tangerine mandalina
510 thief hırsız
511 thoroughbreds safkan, soylu
512 trimming süs, garnitür
513 turtle su kaplumbagası
514 underwear iç çamaşırı
515 unwell hasta, rahatsız
516 vest atlet, fanila, yelek, donatmak, vermek
517 vote oy vermek
518 withdraw money para çekmek

519 aeronautic havacılıkla ilgili
520 annihilate yok etmek, imha etmek
521 apart from den ayrı olarak
522 assemble toplamak, monte etmek
523 associate with ile görüşmek, -i akla getirmek
524 attendance sheet devam cetveli
525 border kenar, sınır, hudut
526 breakthrough ani saldırı, hücum
527 cell hücre, küçük oda, ünite
528 charge hizmet karşılıgında ödenen ücret, hamle
529 cinnamon tarçın
530 civil rights vatandaşlık hakları
531 coach driver otobüs şoförü
532 competitor yarışmacı
533 comrade yoldaş, kader arkadaşı
534 conduct davranış, tavır, yönetim, idare
535 confident kendinden emin
536 convince inandırmak
537 crop ekin, ürün
538 cuddle sarılmak, kucaklamak
539 declare war savaş ilan etme
540 defeat yenmek, bozguna ugratmak
541 defendant sanık, davalı
542 devise a plan plan yapmak
543 dome kubbe
544 dressmaking class biçki dikiş kursu
545 encouraging umut verici, cesaret verici,
546 excavate kazı yapmak
547 experiment deney
548 expression deyim, tabir, ifade

549 fabulous harika, süper, olaganüstü
550 fatty food yaglı yiyecekler
551 flavour tat, lezzet, çeşni, belirli bir nitelik
552 gain confidence özgüven kazanmak
553 genetic engineering genetik mühendisligi
554 go skating buz pateni yapmak
555 grocery shop keeper bakkal
556 harm zarar vermek, kötülük etmek, zarar, hasar
557 harvest hasat, ürün toplamak
558 headmaster okul müdürü
559 helping yemek servisi, porsiyon
560 herd hayvan sürüsü, gütmek
561 historic rival tarihi rakip
562 hurricane kasırga, hortum
563 impressive etkileyici
564 innocence masumluk, suçsuzluk, saflık
565 insecticide böcek zehiri
566 intellect akıl, zihin, idrak, akıl sahibi
567 issue yayımlama, konu, nüsha, sorun,
568 join the army orduya katılma
569 keep away from sth bir şeyden uzak durmak
570 livelihood geçim yolu, rızk
571 maintain sürdürmek, devam ettirmek
572 make speech konuşma yapmak
573 mass production toplu üretim
574 memorable anılmaya deger
575 mill degirmen, fabrika, imalathane
576 negotiation görüşme, müzakere
577 nightfall akşam vakti, akşam karanlıgı
578 obvious açık, bariz
579 operate işletmek, çalıştırmak, ameliyat yapmak
580 overpriced yüksek fiyat koymak
581 overtake yetişip geçmek, sollamak
582 pave asfaltlamak, taş döşemek
583 pay rise maaş zammı
584 persistently devamlı olarak, sürekli
585 persuade ikna etmek
586 physical work emek işçiligi
587 plot of land arazi parseli
588 pond havuz, gölet
589 postpone ertelemek
590 prevent önlemek, engel olmak
591 public concern toplumsal ilgi, toplumsal kaygı

592 puppy köpek yavrusu
593 purpose niyet, maksat, amaç
594 quit the job işi bırakmak
595 rage gazap, hırs, hışım, coşku, moda
596 ran off kaçmak, yayınlamak, basmak
597 ratio oran, nispet
598 refugee mülteci
599 rehearse prova etmek
600 reinforcement güçlendirme, takviye
601 root kök, kökleşmek
602 rugged terrain engebeli arazi, bölge
603 ruler yönetici, hükümdar
604 safely emniyetli bir şekilde, güvenli bir şekilde
605 salute selam, selam vermek
606 seafront sahil
607 severely şiddetle, ciddi olarak
608 sniff burnunu çekmek, koklamak
609 soothe yatıştırmak, sakinleştirmek
610 specialist uzman
611 steadily durmadan, düzenli olarak
612 steel çelik, çelik kaplamak
613 stock market borsa
614 straight answer direk cevap
615 succeed başarmak
616 swear yemin etmek, küfür etmek
617 tease alay etmek, takılmak
618 touch dokunmak, temas etmek
619 tread on -e basmak, -in üzerine basmak
620 trial yargılama, muhakeme
621 trial period deneme dönemi
622 tricky ustalık isteyen, kurnaz, üçkagıtçı
623 trust güvenmek, güven, itimat
624 unbearable katlanılamaz
625 unexpected beklenmedik, umulmadık
626 union birlik, sendika
627 unpredictable önceden tahmin edilemez
628 vacation (üniversite) tatil, boşaltma, tahliye
629 victory zafer
630 voyage gemi yolculugu
631 wither solmak, soldurmak
632 worship of God ALLAH’a tapınmak
633 worshipper ibadet eden kimse
634 yield ürün, meyve vermek

635 aid yardım
636 appeal cazibe, temyiz mahkemesine müracaat
637 assault saldırı, saldırmak
638 at the rear of arka tarafında, kıç tarafta
639 attain elde temek, kazanmak, erişmek
640 available var, elde edilebilir
641 badger porsuk, başının etini yemek
642 bare çıplak, ancak yetecek kadar
643 blister kabarcık, su toplamak
644 blizzard tipi
645 blossom agaç çiçegi, çiçek açmak
646 bracelet bilezik
647 brandish sallamak, savurmak
648 bring about meydana getirmek, sebep olmak
649 bring out meydana çıkarmak, yayımlamak
650 burn down yanıp kül olmak, yakıp kül etmek
651 captivate büyülemek, cezp etmek
652 carry out sürdürmek
653 cash payment peşin ödeme
654 cattle sıgırlar
655 chairman başkan
656 clasp toka, kopça, kucaklamak, sarılmak
657 clue ip ucu, iz
658 coating tabaka, kat
659 cod morina balıgı
660 collide çarpışmak
661 combine birleştirmek, birleşmek kartel
662 confirm onaylamak, teyit etmek
663 conflict anlaşmazlık, ihtilaf, savaş, çatışma
664 connect baglamak, birleştirmek
665 counter tezgah, sayaç
666 damp nemli, rutubetli
667 deadline son teslim tarihi
668 descendent kuş veya uçagın inmesi, soyundan gelmek
669 digest sindirmek, hazmetmek, özümsemek
670 discount indirim
671 donate bagış yapmak, hibe etmek
672 drag sürüklemek, tırmık, sıkıcı kimse veya şey
673 drive off kovmak, arabayla uzaklaşmak
674 drought kuraklık, susuzluk
675 emerge ortaya çıkmak, meydana çıkmak

676 encounter bir tehlike, zorlukla karşı karşıya gelmek
677 endlessly bitmek tükenmek bilmeksizin
678 enterprise girişim, teşebbüs
679 erupt püskürmek, patlak vermek
680 essay düz yazı denemesi, deneme
681 eternal ebedi, ölümsüz
682 evacuate bir yeri boşaltmak
683 excessive fazla, aşırı
684 fall out kavga etmek, bozuşmak
685 fast oruç tutmak
686 flap kanat çırpma, bayrak ve yelkenin dalgalanması
687 frantic çılgına dönmüş, çılgın
688 giant dev, dev gibi, kocaman
689 gnaw kemirmek
690 grime kir, kirlilik
691 handle ele almak, idare etmek
692 heel topuk, ökçe, alçak herif
693 hinder engellemek
694 hip kalça
695 immensely gayet, pek çok
696 implement (taahhüt) yerine getirmek, yasa yürürlüge koymak
697 incident olay, hadise
698 initiate başlatmak, üyelige kabul (into) alıştırmak
699 insert (in) sokmak, gazete arasına konulan ek
700 insure (against) karşı sigorta etmek, emin olmak
701 keep pace with bir şeye ayak uydurmak
702 kite uçurtma
703 label etiket, etiket yapıştırmak
704 lasting impact kalıcı etki
705 launch kızaktan suya indirmek, fırlatmak,
706 liver karaciger
707 lump parka, yumru, küme, öbek, hantal kimse
708 lunar landing aya ayak basmak
709 minor ikincil, önemi az
710 moisture rutubet, nem
711 nasty tiksindirici, igrenç, kötü, müstehcen
712 neglect ihmal etmek, savsaklamak
713 neutral tarafsız, yansız
714 nocturnal animal gece hayvanı
715 ostensibly görünüşte, görünürde
716 overflow taşmak, çok bol olmak
717 partially kısmen
718 patiently sabırla

719 permanent kalıcı, daimi, sürekli
720 pit çukur, ciltte kalan iz, maden kuyusu,
721 plague bela, veba
722 pose poz, duruş, yapmacık tavır, sorun yaratmak
723 powder toz, pudra, barut
724 practice human sacrifice insan kurban etmek
725 prawn karides
726 principles of Islam Islamın şartları
727 questionnaire anket
728 raid baskın, akın
729 rapidly hızla, süratle
730 rat sıçan, (on) gammazlamak
731 rationing pay, hisse, vesika ile dagıtmak
732 recipient alan kişi, alıcı
733 recommend tavsiye etmek
734 recruit asker toplama, işe almak
735 reluctant gönülsüz
736 retain alıkoymak, tutmak, hatırda tutmak
737 rot çürümek, bozulmak, boş laf, zırva
738 rub ovmak, ovalamak
739 rucksacks sırt çantası
740 set down rules kural koymak
741 shotgun çifte namlulu av tüfegi
742 shoulder omuz
743 sizeable oldukça büyük
744 skyscraper gökdelen
745 snatch kapmak, kısa süre
746 sneeze aksırmak, hapşırmak
747 sore agrıyan, acıyan
748 stick into batırmak, (on) yapıştırmak
749 strand kıyı, sahil, kenar
750 supervise gözetip denetlemek
751 surgeon cerrah, operatör
752 sway bir yansan öbür yana sallamak
753 tackle çözmeye çalışmak, sıkıca yakalamak
754 target hedef
755 task görev, vazife, ödev
756 thermal spring termal kaynak
757 tide gelgit, med-cezir
758 undercover gizli yapılan, gizli çalışan
759 undergo maruz kalmak, geçirmek
760 unrest huzursuzluk, kargaşa

761 vibrate titremek, titretmek
762 warehouse depo, ambar

QUIZ ON MODALS

763 accusation of impropriety uygunsuzluk suçlaması
764 ache agrı, sızı, acı
765 adobe kerpiç
766 anticipate önceden tahmin edip ona göre davranmak
767 apparent açık, belli, aşikar
768 appropriate for bir şeye uygun olmak
769 attribute to - e yormak, -e mal etmek, -e atfetmek
770 avidly coşkulu, hevesli bir şekilde
771 battle at see deniz savaşı
772 be absorb in sth bir şeye tamamen kendini kaptırmak
773 be alert to sth bir şeye tetikte olmak
774 be dismissed from bir yerden kovulmak
775 be keen on sth -e çok hevesli, e çok düşkün
776 be out of the question söz konusu olamaz,
777 be overpopulated yogun nüfuslu olmak
778 be scared of sth bir şeyden ödü kopmak
779 be soaked ıslanmak, sırılsıklam olmak
780 be wrong of sb bir kişi hakkında yanılmak
781 become extinct nesli tükenmek
782 become frantic çılgına dönmek, telaşlı olmak
783 become neurotic sinir hastası olmak
784 become unbearable katlanılmaz duruma gelmek
785 beverages içecek, meşrubat
786 lend harman karışım
787 candidate aday
788 cell hücre, küçük oda
789 chambermaids oda hizmetçisi
790 clients müşteri
791 collapse in despair ümitsizlikten yıkılmak,
792 comfort rahat ettirmek, teselli etmek
793 commence the meeting toplantıya başlamak
794 communication iletişim
795 compile information bilgi toplamak, derlemek
796 comply with -e uymak, e itaat etmek
797 compulsory zorunlu, mecburi
798 console avutmak, avundurmak, teselli etmek
799 consult danışmak, başvurmak

800 contend (with) ile mücadele etmek, (for) için yarışmak,
801 contented halinden memnun, hoşnut
802 cramped sıkışık, kasılmak, kramp girmesi
803 crease buruşturmak, buruşmak, katlanmak
804 curfew sokaga çıkma yasagı
805 custom gelenek, adet
806 data bilgi, veri
807 dense forest sık orman
808 derailed train raydan çıkmış tren
809 destination gidilecek yer, hedef
810 digestive system sindirin sistemi
811 diver dalgıç
812 dizziness baş dönmesi
813 do everything all alone her şeyi tek başına yapmak
814 do everything by yourself her şeyi kendi kendine yapmak
815 do sb a favour birine bir iyilik etmek
816 do window-shopping vitrinlere bakmak
817 drowsiness uykulu olma, uyuşukluk
818 drug smuggling uyuşturucu kaçakçılıgı
819 emphasize vurgulamak
820 encounter mishaps aksilikle karşılaşmak,
821 enjoyable hoş, tatlı, eglenceli
822 enrol kaydolmak, kaydetmek, yazılmak
823 entrance fee giriş ücreti
824 epileptic seizures sara tutulması
825 episode edebiyatta olaylar zinciri, TV bölüm
826 evidence kanıt, delil
827 excuse mazur görmek, mazeret
828 explain perfectly mükemmel olarak açıklamak
829 extract özet, öz
830 fee ücret
831 fertile land verimli topraklar
832 fierce şiddetli, sert, vahşi
833 flawless kusursuz, defosuz
834 forgive affetmek
835 foundry kurma, temel, esas
836 funeral service cenaze servisi
837 furious çok kızgın olmak, tepesi artmak
838 get a general opinion genel fakir edinmek
839 get bossy amirane davranmak, patronluk taslamak
840 get by ile idare etmek, durumu kurtaracak kadar yapmak
841 get into trouble başı belaya girmek

842 get irritated sinirlenmek, tahrik olmak
843 get over sth bir şeyin üstesinden gelmek
844 give sb. an injection birine igne yapmak
845 glamorous romantik çekiciligi olan
846 great demand büyük talep
847 greedy aç gözlü
848 grill ızgarada kızartmak
849 hammer çekiç
850 hand-crafted buttons el yapımı dügmeler
851 hang ipe çekmek, asmak
852 have a fever ateşi olmak
853 heal completely tamamen iyileşmek
854 heated discussion hararetli tartışma
855 heat-stroke sıcak çarpması
856 herbivore otçul hayvan
857 hike uzun yürüyüş yapmak, fiyatı yükseltmek
858 host ev sahibi, otelci, hancı
859 hover etrafında uçmak, dolaşmak, tereddüt etmek
860 immediately acilen, hemencecik
861 impatient sabırsız
862 impressive etkileyici
863 in comparison (to) -e kıyasla (with) –e nispeten
864 in distress üzüntü içinde, acı endişe içinde
865 in the shade of the trees agacın gölgesinde
866 inability yetersizlik, becerisizlik
867 inappropriate to do sth bir şeyi yapmaya uygun olmamak
868 inevitable kaçınılmaz
869 inflatable şişirilebilir
870 intensely yogun bir şekilde, şiddetle
871 kennel köpek kulübesi
872 lay the table masa donatmak
873 leftover from artan, artık
874 let sb. know sth birine bir şeyi bildirmek
875 liver ailment karaciger hastalıgı
876 loud yüksek sesli, gürültülü
877 make appointment randevu almak
878 managing staff idari personel
879 measles kızamık
880 medical advances tıbbi ilerlemeler
881 minority azınlık, reşit olmama
882 modest life alçakgönüllü, gösterişsiz hayat
883 monsoon muson
884 mountain rescue team dag kurtarma timi

885 neck pain boyun agrısı
886 nourishing besleyici
887 nutrient besleyici
888 obey itaat etmek, söz dinlemek, boyun egmek
889 oblige sb. to do sth birini bir işi yapmaya zorlamak
890 oblivious unutkan
891 obtain elde etmek, edinmek
892 outskirts of eteklerinde, yamacında
893 overhead genel giderler
894 overload fazla yüklemek, fazla doldurmak
895 overripe peach fazla olgunlaşmış şeftali
896 oversleep fazla uyumak, uyuyakalıp gecikmek
897 partly kısmen, bir dereceye kadar
898 patrol forces devriye güçleri, askeri devriye
899 pay attention to sth bir şeye dikkat etmek
900 peace and quiet sessiz ve huzurlu
901 permissive aşırı hoşgörülü, fazla müsamahakar
902 permit izin vermek
903 perspire terlemek, ter dökmek
904 pine tree çam agacı
905 pounce saldırma, atılma
906 prawn karides
907 prescribe ilaç ve reçete yazmak, emretmek
908 preventive önleyici
909 prey av, (on) avlamak
910 prior to sth bir şeyden önce
911 probe araştırmak, incelemek, sondaj yapmak
912 proper care uygun ve itinalı bakım
913 property mülk, emlak arazi
914 provide saglamak, bulmak
915 put an end to sth bir şeye son vermek
916 quarrel kavga, çekişme
917 queue sıra, kuyruk
918 raise money for charity hayır için para toplamak
919 reconsider yeniden düşünmek, yeniden incelemek
920 reduce azaltmak, indirmek, düşürmek
921 regardless of sth -e aldırmadan, e bakmadan
922 regret pişman olmak
923 relatively digerlerine göre, nispeten
924 remove ortadan kaldırmak, çıkartmak, gidermek
925 representative temsilci
926 resent -e içerlemek
927 restless huzursuz, rahatsız, vesveseli

928 retardation geciktirmek, yavaşlatmak
929 retrieve yeniden ele geçirmek, yeniden kazanmak
930 rug halı, kilim
931 run out of sth bir şeyin tükenmesi
932 saddle eyer, semer
933 safety goggles gözleri koruyan gözlük
934 screwdriver tornavida
935 set alarm clock çalar saati kurmak
936 shoulder muscle omuz kası
937 solar system güneş sistemi
938 solution çözüm, çare, çözelti, solüsyon
939 source of wonder and
fear hayret ve korku kaynagı
940 spend a fortune bir servet harcamak
941 spine omurga, belkemigi
942 sprain burkmak, burkulmak
943 stain leke, koyulaştırıcı kimyasal madde
944 stare at sth./gaze at sth bir şeye göz dikip bakmak
945 stay up yatmamak, uyanık kalmak
946 steel works çelik işçiligi
947 stitch dikiş, örgü ilmik, bögürde ani sancı
948 stomach mide
949 straighten out düzeltmek, düzelmek (up) düzene sokmak
950 straw saman
951 stray from konuşurken asıl konudan ayrılmak,
952 stretcher sedye
953 stroke darbe, felç, inme
954 summit zirve, doruk, zirve toplantısı
955 superior education üst düzey egitim
956 supernatural doga üstü
957 supply with bir ihtiyacı karşılamak
958 take away meal eve götürülebilen yiyecekler
959 take certain precaution kesin tedbirler almak
960 take measure against sth e karşı önlem almak
961 task iş, görev, vazife
962 tend to do sth bir şey yapmaya meyletmek
963 thin clothes ince giyecekler
964 throw away fırlatıp atmak
965 tournament turnuva
966 towel havlu
967 traffic congestion trafik tıkanıklıgı, izdiham
968 tyre araba lastigi

969 indigestible sindirilemez
970 unsociable girgin olmayan, insanlardan uzak
971 urgently aceleyle, ivedilikle
972 vaccination aşı, aşılamak
973 veil peçe, yaşmak
974 victim kurban
975 vital yaşamsal, hayati önem taşıyan
976 vocal cords ses telleri
977 wander from the point konudan uzaklaşmak
978 witch büyücü, cadı
979 within the first week ilk hafta içinde
980 worthless kıymetsiz, degersiz

QUIZ ON PASSIVE

981 abundant bol, bereketli
982 accompany eşlik etmek, refakat etmek
983 accomplish başarmak, üstesinden gelmek
984 achieve başarmak, yapmak
985 acknowledge kabul etmek
986 acquaint bilgi vermek, haberdar etmek
987 acquaintance tanıdık, tanış
988 acquire elde etmek, edinmek, kazanmak
989 activist eylemci
990 adverse elverişsiz, menfaatine aykırı, aleyhte
991 ailment hastalık, rahatsızlık
992 all of a sudden aniden
993 allege iddia etmek
994 alley dar sokak, ara yol
995 amendment degişiklik, düzeltme
996 amenity hayatı kolaylaştıran şeyler (otel, park gibi)
997 amid ortasında, arasına
998 ancestors ata, cet
999 annual outing yıllık gider
1000 ant karınca
1001 antibody antikor
1002 anyhow her neyse, gene de, yine de
1003 apart from - den ayrı
1004 appal dehşete düşürmek, şoke etmek
1005 applicable uygulanabilir
1006 apprehend yakalamak, tutuklamak, anlamak, kavramak
1007 aquatic suda yaşayan, sucul
1008 artificial yapay

1009 ascent çıkış, tırmanış, yükseliş
1010 assault saldırmak
1011 assignment atama, tayin, görev
1012 associate (with) ile ilişkide bulunmak, - i hatırlatmak
1013 astonishment hayret, şaşkınlık
1014 attendant bir hizmette bulunan görevli
1015 auction açık artırma, mezat
1016 avalanche çıg, heyelan
1017 bandit haydut, eşkıya
1018 be accused of sth bir şeyden dolayı suçlanmak
1019 be accustomed to alışkın olmak
1020 be allergic to bee-sting arı somasına alerjisi olmak
1021 be composed of - den oluşmak, -den ibaret olmak
1022 be convinced of sth bir konuda ikna olmak
1023 be disgusted with den bıkmak
1024 be engaged to sb birisiyle nişanlı olmak
1025 be equipped with ile donatılmak
1026 be filled with excitement heyecanla dolmak
1027 be obliged to do sth bir şeyi yapmaya mecbur olmak
1028 be out of sight görme mesafesinin dışında olmak
1029 be prosecuted aleyhinde dava açılmak
1030 be shot in the back arkadan vurulmak
1031 be willing to do sth bir şeyi yapmaya istekli olmak
1032 bid açık artırmada fiyat artırmak, önermek
1033 blanket battaniye, örtü
1034 bleach beyazlatmak, agartmak, çamaşır suyu
1035 blizzard tipi
1036 bloom tazelik, gençlik, açılmış çiçek, çiçek açmak
1037 bolt sürgülemek, fırlayıp kaçmak, yutmak
1038 bonfire şenlik ateşi
1039 bound sekmek, zıplamak, sıçramak
1040 bribe money rüşvet parası
1041 brick tugla, briket
1042 bring about meydana getirmek, sebep olmak
1043 bury gömmek, defnetmek, gizlemek, saklamak
1044 by mistake yanlışlıkla
1045 calf dana, buzagı
1046 call of iptal etmek
1047 carpenter marangoz, dogramacı,
1048 catch up with sth -e yetişmek
1049 celebrity ünlü kişi
1050 cement çimento
1051 census nüfus sayımı

1052 civil war iç savaş
1053 cliff uçurum, sarp kayalık
1054 clumsy hantal, beceriksiz, sakar
1055 commencement başlama, başlangıç, diploma töreni
1056 common market ortak pazar
1057 conceive gebe kalmak, kavramak, idrak etmek
1058 concrete buildings betonarme bina
1059 confidential gizli kalması gereken, gizli
1060 congestion tıkanıklık, izdiham
1061 consequence sonuç, semere
1062 conspiracy komplo
1063 consult danışmak, başvurmak
1064 content içerik, muhteviyat
1065 contradict aksini iddia etmek, ters düşmek
1066 contribute to -e yardım etmek,
1067 coral mercan
1068 cork mantar, tıpa
1069 corporation anonim şirket
1070 courteously kibarca, nazik bir şekilde
1071 cradle beşik
1072 craftsmen zanaatkar
1073 creep sürünmek
1074 crier tellal
1075 cripple topal, sakat
1076 crop ürün, mahsul, ekin
1077 deceit aldatma, hile, yalan
1078 decline azalmak, düşmek
1079 degree in medicine tıp diploması
1080 deliver teslim etmek, vermek
1081 deny inkar etmek
1082 depict resmetmek, betimlemek, anlatmak
1083 depths of the sea denizin derinligi
1084 despicable alçak, aşagılık, rezil, igrendirici
1085 despise küçümsemek, adam yerine koymamak
1086 detection bulma, ayırt etme
1087 deter sb. from doing sth bir kişiyi bir işi yapmaktan caydırmak
1088 diagnose teşhis etmek, tanı koymak
1089 dig trenches çukur, hendek kazmak
1090 dilute sulandırmak, su katmak, hafifletmek
1091 discharge boşaltmak, akıtmak, akmak, dökülmek
1092 discontent hoşnutsuzluk (discontented) hoşnutsuz
1093 disguise gizlemek, saklamak
1094 dispatch gönderme, sevk etme, telgraf ve mesaj çekme

1095 dispose yerleştirmek, hazırlamak
1096 dissolve eritmek, çözmek, feshetmek, son vermek
1097 dissuade from den vazgeçirmek, caydırmak
1098 distinguish ayırt etmek, ayırmak
1099 distribute dagıtmak, yaymak
1100 dockyard tersane
1101 domesticate evcilleştirmek
1102 dry farming kuru tarım
1103 dump boşaltmak, atmak, toptan ucuza satmak, damping
1104 dwarf cüce
1105 empty boş, (of) den yoksun
1106 enforce uygulamak, tatbik etmek, yerine getirmek
1107 enhance artırmak, yükseltmek
1108 entangle karma karışık etmek
1109 entrap tuzaga düşürmek
1110 eradicate kökünden söküp atmak, yok etmek
1111 evacuate boşaltmak, tahliye etmek
1112 evidence delil
1113 exasperate kızmak
1114 excavate kazı yapmak
1115 excel çok iyi olmak, üstün olmak
1116 exclude from -in dışında bırakmak
1117 execute idam etmek, uygulamak, yerine getirmek
1118 expanse geniş alan, enginlik
1119 expose maruz bırakmak, sergilemek, duyurmak
1120 extensive geniş, kapsamlı
1121 fabric kumaş
1122 fairy tale peri masalları
1123 falsify hesap/kayıt tahrifat yapmak
1124 feather tüy
1125 fiancé nişanlı
1126 flavour tat, lezzet, çeşni
1127 flood sel baskını
1128 florist çiçekçi
1129 flour un
1130 flourish gelişmek, büyümek
1131 footprint ayak izi
1132 forensic mahkemeye ait, adli
1133 fountain of youth gençlik pınarı
1134 fragile kolay kırılan, kırılgan
1135 framework iskelet, karkas
1136 fraud dolandırıcılık, sahtekarlık
1137 fright korku, dehşet

1138 from all walks of life hayatın her kesiminden
1139 genetic disorders genetik bozukluk
1140 get obsessed with sth aklına takmak, saplantı haline getirmek
1141 get used to sth bir şeye alışmak
1142 get wrinkled kırışmak, buruşmak
1143 give a scream çıglık atmak
1144 give off koku buhar çıkarmak, yaymak
1145 gosh hay ALLAH
1146 gravel çakıl döşemek, çakıl
1147 green house sera
1148 grind ögütmek, zor ve sıkıcı iş
1149 harmless zararsız
1150 harvest hasat, hasat etmek, ürün, mahsul
1151 hay saman
1152 hemisphere yarıküre
1153 herbal bitkisel
1154 hide and seek saklambaç
1155 high expenditure yüksek masraf, gider
1156 high- pitched yüksek perdeli, sesli
1157 hijack uçak kaçırmak, kamyon/tren soymak
1158 hinder engellemek
1159 home appliances ev araç gereçleri
1160 horn boynuz, korna, klakson
1161 hostage rehine, tutsak
1162 hurricane kasırga
1163 identical aynı, tıpkısı
1164 immense pek çok
1165 impartial tarafsız, yansız
1166 indicate işaret etmek, göstermek
1167 indifferent kaygısız, umursamaz
1168 influential etkili, sözü geçen
1169 innocence masumluk, suçsuzluk
1170 inquire bilgi toplamak, araştırmak
1171 insomnia uykusuzluk hastalıgı
1172 interactions birbirini etkileme, etkileşim
1173 investment yatırım
1174 invigorate canlandırmak, güçlendirmek
1175 invisible görünmez
1176 irrigation sulama
1177 ivory fildişi
1178 jagged dişli, çentikli
1179 jubilee bir olayın ellinci yıl dönümü, evlilikte altın yıl
1180 keep in captivity esaret altında tutmak, tutsak almak

1181 keep pace with sth bir şeye ayak uydurmak
1182 keepsake anmalık, hatıra
1183 kidnapper fidye için birini kaçırmak
1184 labour- saving iş gücünden tasarruf etmek
1185 landslide toprak kayması, heyelan
1186 lap kucak
1187 lease kira sözleşmesi, kiralama
1188 lethal weapons ölümcül silah
1189 likelihood olasılık, ihtimal
1190 livelihood geçim, geçim yolu
1191 loosely gevşek, gevşek bir biçimde
1192 lounge tembellik etmek, oturma salonu
1193 magnitude scale büyük çapta, büyük oranda
1194 majority çogunluk
1195 make assessment deger biçmek,
1196 mattress döşek, yatak, şilte
1197 mayor belediye başkanı
1198 meadow çayır, otlak
1199 measles kızamık
1200 medication ilaçla tedavi
1201 medieval times ortaçag zamanı
1202 merger (merge) iki veya daha çok şirketin birleşmesi
1203 mighty güçlü, kudretli
1204 military coup askeri darbe
1205 minor küçük, ikincil, önemi az
1206 misfortune talihsizlik aksilik
1207 mishandle kötü yönetmek
1208 misinform yanlış bilgi vermek
1209 mistreat kötü davranmak
1210 moisture nem, rutubet
1211 molasses pekmez
1212 moth güve
1213 mow biçmek (down) toptan öldürmek, biçmek
1214 mud slide çamur kayması
1215 mummify mumyalamak
1216 naked eye çıplak göz
1217 narrate hikaye etmek, öykülemek, anlatmak
1218 navigation gemi seferi, gemicilik, denizcilik
1219 neglect ihmal etmek, savsaklamak
1220 newly qualified alanında yeni
1221 nuclear plants nükleer santral
1222 occupy işgal etmek, ele geçirmek
1223 octagonal sekizgen

1224 offshore kıyıdan uzak, kıyıdan esen
1225 orchard meyve bahçesi
1226 orphan yetim
1227 oust dışarı atma, zorla çıkarma
1228 participants katılımcı, iştirakçi
1229 pay sb. a compliment kompliman yapmak, iltifat etmek
1230 pester sıkıntı vermek, başını agrıtmak
1231 pheasant sülün
1232 pinstriped ince çizgili
1233 pitch simsiyah, zift, fırlatmak, atış, müzikte perde
1234 poacher kaçak avcı
1235 precaution önlem, tedbir
1236 predator yırtıcı hayvan
1237 priceless paha biçilemez
1238 primarily aslında, esasen
1239 property mal, mülk, emlak
1240 province il, vilayet, eyalet, yetki alanı
1241 pursue peşine düşmek izlemek, sürdürmek
1242 put into practice uygulamaya koymak
1243 put of ertelemek
1244 race discrimination irk ayrımı
1245 ransom fidye
1246 reach dangerous extent tehlikeli boyutlara ulaşmak
1247 recession geri çekilme, ekonomide durgunluk
1248 recycled paper geri dönüştürülmüş kagıt
1249 refugee mülteci
1250 regardless her şeye ragmen, (of) -e aldırmamak
1251 regulations düzenleme, tüzük, yönetmelik
1252 release serbest bırakmak, tahliye temek
1253 relics kalıntı, yadigar
1254 required standards istenilen standart
1255 resemble benzemek, andırmak
1256 resolve karar vermek, çözmek halletmek
1257 revolt isyan etmek, ayaklanmak
1258 root dyes kök boya
1259 rough terrain zorlu arazi
1260 rush hasır, saz otu
1261 sacrifice kurban etmek
1262 sanction onay, tasdik, yaptırım, müeyyide
1263 saturate doyurmak, doldurmak, sırılsıklam ıslatma
1264 savage vahşi, acımasız, canavar ruhlu kimse
1265 scary korku veren, korkunç, korkak, ödlek
1266 scent güzel koku, kokusunu almak

1267 science-fiction bilim kurgu
1268 scrumptious nefis, enfes
1269 scuba diving tüplü dalış
1270 sedate agırbaşlı, sakin
1271 seize el koymak, gasletmek, kavramak, anlamak
1272 separate from - den ayrı
1273 shovel kürek, kürekle atmak
1274 show affection şefkat/sevgi göstermek
1275 skin cilt, deri, ten
1276 slap sille tokat atmak
1277 sniff koklamak, burun kıvırmak
1278 solar energy güneş enerjisi
1279 sole owner tek sahibi, yegane sahibi
1280 somehow her nasılsa
1281 speed of mechanization mekanikleşme hızı
1282 spike sivri uç, krampon çivisi
1283 splash sıçratmak
1284 sponge sünger,otlakçı, beleşçi, otlakçılık yapmak
1285 spread yaymak, yayılmak
1286 stage fright sahne korkusu, sahne heyecanı
1287 stain lekelemek, leke
1288 stimulate uyarmak, teşvik etmek
1289 straw saman
1290 substance madde, gerçek, hakikat
1291 substitute geçici bir süreyle başkasının yerine geçen
1292 superstitions hurafeler, batıl inançlar
1293 supplement ilave, ek
1294 swamp land bataklık arazi
1295 sweep away bir şeyi yok etmek
1296 syndrome sendrom
1297 tackle ele almak, çözmeye çalışmak,
1298 tactful nazik ve çok anlayışlı, ince
1299 take advantage of sth bir şeyden yarar saglamak
1300 tar katran, katranlamak
1301 tattoo dövme, vücuduna dövme yaptırmak
1302 taxation vergi alma
1303 tease alay ederek takılmak
1304 tedious can sıkan, usandırıcı
1305 thatched roofs saman çatılı ev
1306 the flow of commerce ticaret akışı
1307 throughout the history tarih boyunca
1308 tile seramik, karo, fayans, çini
1309 towel havlu

1310 tranquillizer sakinleştirici, yatıştırıcı
1311 trawl trolle balık avlamak
1312 two fold iki kat
1313 uncover örtüsünü açmak
1314 unpredictable tahmin edilemez, önceden görülemez
1315 unroll on sth açmak, yaymak, sermek, yayılmak
1316 update modernleştirmek, güncelleştirmek
1317 utmost en uzak, en son, en büyük
1318 vaccine aşı
1319 variations in bir şeydeki degişiklik
1320 vegetation bitkiler
1321 vehicle araç, taşıt, vasıta
1322 ventilate havalandırmak
1323 venue toplantı yeri, mahkeme yeri, olay yeri
1324 violence şiddet, cebir, zorbalık
1325 vision görme, görüş
1326 voice recognition device sese duyarlı cihaz
1327 warlord savaş lordu
1328 waste artık, işe yaramaz, israf etmek
1329 wax mum, bal mumu
1330 weaken zayıflatmak, zayıf düşürmek
1331 weave dokumak, örmek
1332 werewolf kurt adam
1333 wide range of uses geniş kullanım alanı
1334 women suffrage association kadın oy hakkı hareketi
1335 workforce iş gücü
1336 wrist bilek, el bilegi
Cevapla

“İngilizce” sayfasına dön