1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Talkım Verip Salkım Yutma Umuduyla

Gönderilme zamanı: 09 Eki 2019 12:23
gönderen awr
Ne iyi bir anlatıcıyımdır, ne de dinleyici. Nasıl oluyor anlamıyorum ama aklımdan ya da gönlümden geçenle, dilimin ucundan çıkanlar arasında ciddi bir anlam farkı oluyor. Her işi yaparken olduğu gibi konuşurken de acele etmemden herhalde.

Hayatım “keşke öyle söylemeseydim” pişmanlıklarıyla dolu.

Benimki tam olarak “akım derken, otum deme” durumu.

Oysa ne kadar özenirim iyi bir hatiple veya usta bir dinleyiciyle karşılaştığımda.

Dert dinleme işi tam bir sanat aslında.

Bende genelde şöyle oluyor:

Karşımda çok değer verdiğim ve sevdiğim bir kız arkadaşım var diyelim. Kocası onu terk etmiş, hatta aldatmış.daha arkadaşımın ağzından konunun ilk cümleleri çıktığında ben başlıyorum:

“Tuu! Boyu devrilesi herif. Demek başka biri var ha? Hemen geçirseydin kafasına bir vazo. Eşyalarını da balkondan atıp, kovalasaydın. Görsün gününü. Gözü dönmüş, şerefsiz...”

Bu böyle uzar gider. Kolay kolay susmam da. Ama hakikaten kolay mı?

Arkadaşıma haksızlık yapılmış, kalbi kırılmış, hak etmediği darbeye maruz kalmış.

Ben kızmayım da kim kızsın?

Ben delirmeyim de kim delirsin?

Ben Jean D’Arc gibi kılıç kalkan kuşanıp arkadaşımı korumayım da kim kollasın?

Ama tabii bu ve benzer mevzularda alınacak en yanlış tavır bu.

Karşı taraf kıvılcımı çaktığında kapının arkasından körüğü kaptığın gibi koşturmak iş değil.

İyi bir dinleyici, dert ortağı asla böyle davranmaz.

Peki ne yapar?

“Gözünü oysaydın, boğazına yapışsaydın, terk etseydin” deyip, intikam duyguları aşılamak, yıkıcı laflar etmek yerine, aslında çeneyi tutup sakin sakin dinlemek “sadece” dinlemek gerek.

Lüzumsuz kahramanlığın lüzumu yok.

O iki kişi yarın öbür gün barışır, sonra arada kalan siz olursunuz.

Tabii ya. İşin bir de bu tarafı var.

Böyle durumlarda, olaylar yatışıp iki taraf anlaşma sağladığında, “O zaten beni kocamdan ayırmaya çalıştı” sözünü duyma ihtimaliniz bir köşede saklı.

Tavşan pisliği gibi ne kokar ne bulaşır olmak da iş değil ama, insanın ağzından çıkanı kulağı duyduğunda iş işten geçmiş olmamalı.

Pişmanlık duymamalı.





Öncel ÖZİÇER