1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Kalbin Kitabı

Gönderilme zamanı: 09 Eki 2019 12:11
gönderen awr
Muz ağacının tepesindeki dişi maymun, aşağıdaki gölde yüzen “güçlü” erkek timsahtan etkilenmiştir.

Aşağıya muzlar atmaya başlar.

Laflarlar.

Timsah, “Beni öyle güzel besledin ki, gel, sırtıma bin, sana gölde bir tur attırayım” önerisinde bulunur.

Maymun çağrıya uyar. Ağaçtan aşağıya kayıp timsahın sırtına biner.

Bir süre onun sırtında gölün mavi ve berrak sularında gezerler.

Sonra...

Timsah, “Benim bir hastalığım var. iyileşmem için maymun kalbi yemem gerekiyor. Kusura bakma kalbini yiyeceğim” der.

Dişi maymun bir zeka refleksiyle, “İyi ama, aşağıya kayarken kalbimi ağacı tepesinde bıraktım. Hemen dön, kalbimi alayım. Sana getireyim.” cevabını verir.

Timsah geri döner, maymunu sırtına bindirdiği ağacın dibine getirir. Dişi maymun, ağaca sıçrayıp tepelere yeniden tırmandıktan sonra derin bir nefes alır.

Kalbini de kendini de kurtarmıştır...

Bu öyküden kadınlara hisse. Genç timsah diye anılanlara dikkat.

Kalp yemeğe meraklıdırlar, kalp sunmaya değil... Neyse ki, -genelde- dişi maymunlar kadar zeki değillerdir.

Kalp öyküleri her zaman böyle itmez. Hala yaşayan The Platters grubunun ilk hit parçası “Smoke Gets In Your Eyes” şarkısı bunun kanıtıdır.

“Kalbin alev aldığında

Dumanın gözüne kaçtığını

Fark etmelisin...”

Aşk uçup gidecek ve ateşi küllenecektir.

Göze kaçan duman, yaşarmaya neden olur. Ağlatır, acı verir...

Olan biteni net görmekten alıkoyar.

Bu kez size “KALBİN KİTABI” adlı yapıttan bölümler sunuyorum.

Kalbin bir “organ” olarak bütün boyutlarıyla anlatımından...Dinin, enerjinin ve aşkın merkezi oluşuna... Güllerle, Lotus çiçeğiyle kutsal kitaplarla ilişkisine kadar bir “Kalp evreni” bu kitap.

Ama...

Bunların arasında kesin sınır yok. Birbiri içinde erdikleri, “kesişme alanları” var.

Sözgelişi...

Gerçi, “Kalp nakli ameliyatı yapan” doktorlar, kendileri için “Biz bir tesisatçıyız. Eski musluğu atar, yenisini takarız” derler... Ancak “Salt tıp” değil her şey. Yeni kalple yaşayan hastaların çoğu, kalpleri ile yaşarken kendilerini “Ben kimim?” diye sorguluyorlar.

“Daha önce sudan çok korkan bir kadın, kalp nakli sonrasında, yüzmek ve yelkenle denize açılmak konusunda, çok büyük bir istek duymuştur. Çünkü kadının yeni kalbinin eski sahibi, tekne kazasında ölmüş bir denizciydi.

....

8 yaşındayken, kendisine cinayete kurban gitmiş bir kızın kalbi nakledilen kızın öyküsü ise tüyler ürpertici:

Kız, sürekli yaşadığı karabasanlarında gördüğü kadarıyla, cinayeti kimin işlediğini polise anlatır. Polis, kızdan aldığı bilgiye dayanarak soruşturma yapar. Kızın söyledikleri doğrudur. Polis, katili tutuklar. Mahkemede mahkum olur.”

Kalbe yazılanlar, silinmez.

Tanrı, 10 emri Hazreti Musa’nın kalbine yazmıştı. Daha sonraları, bu esinle kalp şeklinde kitaplar yayımlandı. Hatta tüm notaları kalp formatında aşk şarkıları yazıldı. Kalp şeklinde pullar da basıldı.

Hıristiyanlıkta kalp, gül ile ilişkilidir. Gül, Hazreti İsa’nın kalbi, dikenleriyse başının çevresini saran, kanatan acı veren dikenli telin simgesidir.

Uzakdoğu inançlarında göğsün ortasındaki “yoga çakrası” kalbin yerindedir. Dünyevi olanla ilahi olan orada kesişir.

Eski ahitte kalp sabahları çalan kavaldır. İslamın sufi müziğinde ney, insan kalbinin Tanrı özlemin temsil eden sesidir.

İrlandalı Rock grubu U2, kalp renginde kıpkırmızı bir sahnede müzik yapar.

İngilizce’de kalp sözcüğünün kökü, Sanskritçe dilinde aynı anlamı taşıyan hrid sözcüğü ve latince “Cor” ve grekçe “Kardia”dır. Bunlar, “sıçrama” anlamına da gelir.

Yani kalp, sıçrayan ve hareketli bir şeydir.

Sıçrayışlarda “timsahlara” dikkat!

Kalp, bedenin parçasıdır ama bağımsız davranır; aşk denen o büyük gizeme, büyük enerjiye, büyük nimete ev sahipliği yapar.

Kalpler armağan edilmez, kazanılır.



Güneri CIVAOĞLU